José Saramago’nun Körlük Eseri: Toplumsal Körlüğe Dair Bir Eleştiri

José Saramago’nun Körlük romanı: Toplumsal çöküş ve insan doğasına eleştiri.

Portekizli Nobel ödüllü yazar José Saramago’nun Körlük (Ensaio sobre a Cegueira) adlı romanı, sadece bir salgın hikayesinin ötesinde, insan doğasının karanlık yüzlerini ve toplumsal yapının kırılganlığını gözler önüne seren bir başyapıttır. Bu eser, bireysel ve toplumsal düzeyde sorgulama yapmaya, insanlığın temel değerleri üzerinde derin düşünmeye sevk eder. Körlük, görmenin ötesinde algı, dayanışma ve ahlaki sorumluluk üzerine güçlü mesajlar sunar.

1. Körlük: Sadece Fiziksel Bir Durum mu?

Roman, sıradan bir adamın araba kullanırken aniden "beyaz körlük" adı verilen bir hastalığa yakalanmasıyla başlar. Ancak Saramago’nun anlatımında, körlük sadece fiziksel bir kayıp değil; aynı zamanda toplumun etik ve ahlaki değerlerinden ne kadar uzaklaştığını gösteren bir metafordur. Edebiyat eleştirmenleri, bu körlük salgınının insanların dünyayı sadece "görüyormuş" gibi yaşadığını simgelediğini belirtir.

Bu körlük, fiziksel bir kayıptan çok daha fazlasını ifade eder. Toplumun derin bir ahlaki boşluğa düştüğünü ve bireylerin duygusal körlükle nasıl yüzleşmesi gerektiğini gösterir. Saramago, körlüğü bir uyarı olarak kullanarak, insanın yalnızca görme yetisini kaybetmesinin değil, aynı zamanda toplumsal ve ahlaki değerlerden kopmasının da ne denli tehlikeli olduğunu vurgular.

2. Toplumun Çöküşü: İnsanlığın Kırılgan Yapısı

Saramago, Körlük’te bireylerden başlayarak tüm toplumu saran kaosun etkilerini gözler önüne serer. Körlük salgını hızla yayıldıkça, karantinaya alınan insanlar arasında güven, dayanışma ve ahlaki değerler yerini bencillik ve hayatta kalma içgüdüsüne bırakır. Bu durum, toplumun ne kadar kırılgan olduğunu ve en küçük kriz anlarında bile çökebileceğini çarpıcı bir şekilde gösterir.

Karantina koşulları, toplumun ahlaki değerlerinin nasıl hızla aşındığını ve hayatta kalma güdüsünün her şeyin önüne geçtiğini gözler önüne serer. Salgın sırasında zayıfların ezildiği, güçlülerin ise baskın olduğu bir sistemin izleri görülür. Saramago, gücün en kötü koşullarda bile nasıl kötüye kullanılabileceğini ustaca işler.

Saramago'nun körlük metaforu, yalnızca bireylerin değil, tüm toplumun nasıl yozlaşmaya ve çöküşe doğru ilerlediğini ortaya koyar.

3. Kadın ve Empati: Görme Yetisini Kaybetmeyen Kadının Rolü

Romanın en dikkat çekici karakterlerinden biri, görme yetisini kaybetmeyen tek kişi olan Doktor’un karısıdır. Bu kadın karakter, kaosun ortasında bir umut ışığı olur. Onun görme yetisini kaybetmemiş olması, sadece fiziksel bir üstünlük değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluk anlamına gelir.

Kadın, toplumun yozlaşmasını ve insanlığın zaaflarını yansıtan bir ayna işlevi görür. Onun rehberliği, sadece hayatta kalma değil, aynı zamanda insanlık değerlerinin korunması için de hayati öneme sahiptir. Saramago, bu karakter aracılığıyla empatinin, fedakarlığın ve vicdanın insanlık için ne kadar önemli olduğunu vurgular.

4. Körlük ve Günümüz Dünyası: Saramago’nun Uyarıları

*Saramago’nun Körlük eseri, yazıldığı dönemin ötesine geçerek günümüz dünyası için de derin uyarılar taşır. İnsanlar arasındaki dayanışma eksikliği ve bireysel çıkarların toplumsal çöküşü nasıl tetikleyebileceğini gösterir. Bu eser, modern dünyadaki krizlerle de paralellik gösterir.

Pandemi Süreçleri: COVID-19 pandemisi, Saramago’nun toplumsal yapının kırılganlığına dair öngörülerini doğrulamış gibi görünür. Maskeler, aşılar ve karantinalar arasındaki tartışmalar, bireysel çıkarlarla toplumsal yarar arasında nasıl bir çatışma yaşandığını gözler önüne serer.

İklim Krizi: Saramago’nun metaforik körlüğü, çevresel sorunlara karşı duyarsızlıkla ilişkilendirilebilir. İklim değişikliği ve doğal felaketler karşısındaki kör bakış, tıpkı Saramago’nun körlük salgını gibi, geleceğimizi tehdit etmektedir.

Dijital Körlük: Dijital çağda bilgiye kolay erişim, ancak bireylerin sorgulama yetisini kaybetmesi, Saramago’nun işlediği körlükle paralellik gösterir. Gerçeklere gözlerini kapatan toplumlar, yalnızca fiziksel değil, zihinsel körlükle de karşı karşıya kalır.

5. Körlük Üzerine Son Düşünceler: İnsanlığın Geleceği

Saramago'nun Körlük eseri, insanlığın geleceği üzerine güçlü bir düşünceyi sorgulamamızı ister. Eser, toplumlar arasındaki dayanışma ve empati olmadan medeniyetin temellerinin ne kadar kolay yıkılabileceğini hatırlatır. İnsanlık, ancak empati, dayanışma ve farkındalıkla "körlükten" kurtulabilir. Saramago’nun körlük metaforu, yalnızca bireysel değil, toplumsal körlükle de yüzleşmeye davet eder.

Saramago’nun Körlük eserinin sunduğu uyarıları günümüz dünyasında nasıl yorumluyorsunuz? İnsanlık, körlükten nasıl kurtulabilir?

Görüşlerinizi bekliyoruz! ✍️

Daha yeni Daha eski