Geçmişi Sessizce Geride Bırakmak: Unutmak Neden Gereklidir?

Genç kadının silikleşen portresiyle unutmanın gücünü simgeleyen dijital illüstrasyon.

Hiç geçmişte yaşadığınız bir anının sizi hâlâ neden rahatsız ettiğini düşündünüz mü? Ya da neden bazı olayları, isimleri ya da duyguları hatırlamak istemediğinizi? Unutmak zayıflık mı gerçekten, yoksa hayatta kalmanın başka bir yolu mu?

Günümüz dünyasında bilgiye erişim sınırsız hale geldi. Ancak bu bolluk içinde hafızaya duyduğumuz ihtiyaç azalmadı; aksine geçmişin yükü daha da görünür oldu. Bu yazıda unutmayı bir yetersizlik olarak değil, varoluşsal bir direniş ve yeniden başlama biçimi olarak ele alıyorum.

1. Nietzsche’ye Göre Unutmak: Sağlıklı Bir Hafiflik

Nietzsche, “Tarihin Yaşam İçin Yararı ve Zararı Üzerine” adlı eserinde geçmişi sürekli hatırlamanın insanın hareket kabiliyetini kısıtladığını söyler. Ona göre hafıza bir noktadan sonra zihinsel felce neden olabilir. Bu yüzden hayvanlara öykünür; çünkü onlar geçmişin yükünü taşımadan yaşarlar.

“Unutmak, zamanla ve bilinçli olarak gerçekleşen, zihinsel sağlığın bir işaretidir.”

Nietzsche’nin bu yaklaşımı beni hep düşündürmüştür: Acılarla, pişmanlıklarla ya da utançla dolu anılarla yaşamak, insanın kendi iç özgürlüğünü kaybetmesi değil midir? Bazen geçmişten kurtulmak, hatırlamamak değil; unutmayı seçmekle mümkün olur.

2. Toplumsal Hafıza: Affetmek mi, İnkâr Etmek mi?

Toplumlar da bireyler gibi hatırlamakla unutmak arasında sıkışır. Ancak bu denge çok daha politik bir zeminde şekillenir. Örneğin Türkiye’de 1915 olayları, Almanya’da Holokost ya da Güney Afrika’da apartheid rejimi, toplumsal hafızanın nasıl araçsallaştırıldığını gözler önüne serer.

Unutmak burada bazen inkâr, bazen ise barış için bir zemin olarak sunulur.

Hannah Arendt, hatırlamanın bir etik sorumluluk olduğunu vurgular. Ancak her hatırlama biçimi iyileştirici midir? Bazen geçmişin sürekli yeniden üretimi, toplumsal travmaları kalıcılaştırabilir. Bu noktada şu soruyu sormalıyız: Gerçek yüzleşme unutmayı mı, hatırlamayı mı gerektirir?

3. Travmalar ve Bilinçaltı: Unutmanın Koruyucu Yüzü

Psikanalizde unutmak, çoğu zaman bilinçaltının geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır. Freud’un bastırma (repression) kavramı, travmatik anıların zihnin derinlerine itilerek kişiyi koruduğunu öne sürer.

Bir yakınımın savaş sonrası yaşadıklarını yıllarca hiç hatırlamaması, hatta hiç yaşanmamış gibi davranması, zihnin ne kadar seçici olabileceğini gösterdi bana. Hafızamız, bizi korumak için unutmayı seçebilir.

Bugün nörobilim de bu görüşü destekliyor. Beyin, her bilgiyi tutmaz. Bazı verileri eleyerek zihinsel dengeyi korumaya çalışır. Seçici unutma, insanın psikolojik esnekliğinin bir göstergesidir.

4. Dijital Çağda Unutmak: Bir Hak Olarak Hafızasızlık

Dijital çağda unutmak neredeyse imkânsız hale geldi. Arama motorları, sosyal medya ve arşivler sayesinde her hareketimiz kayıt altında. Bu koşullar altında, “unutulma hakkı” artık bir mahremiyet talebinden çok daha fazlası.

Avrupa Birliği’nin 2014’te tanıdığı bu hak, kişinin geçmişiyle arasına mesafe koyabilme özgürlüğünü savunuyor. Bir insan geçmişteki hataları, utançları ya da zor anılarıyla sonsuza dek tanımlanmak zorunda mı?

Bu noktada şunu görmek gerekiyor: Hatırlamak kadar unutmak da bir etik meseledir. Bazen insan yalnızca geçmişinden değil, başkalarının ona dayattığı kimliklerden de unutma yoluyla özgürleşir.

Sonuç: Hatırlamak mı, Unutmak mı Bizi İnsan Yapar?

Unutmak sadece boşluk yaratmak değil; aynı zamanda bir yeniden başlama biçimi, bir ağırlıktan kurtulma iradesidir. Nietzsche'nin hayvanlara övgüsünde olduğu gibi, bazı anıların yokluğu bizi daha özgür, daha eyleme açık hale getirebilir.

Her şeyi hatırlamak zorunda değiliz. Bazı hatıralar sessizlikte daha anlamlıdır. Unutmak, çoğu zaman hatırlamaktan daha cesur bir seçimdir.

Sizce Unutmak Ne Zaman Bir Hak, Ne Zaman Bir Kaçıştır?
Sizce geçmişle araya mesafe koymak, sağlıklı bir unutma mı, yoksa yüzleşmekten kaçmak mı? Unutmak sizin hayatınızda ne zaman iyileştirici, ne zaman yıkıcı oldu? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın, bu konuda hep birlikte düşünelim.

Görüşlerinizi bekliyoruz! ✍️

Daha yeni Daha eski